Dil ve Konuşma Bozukluğu Nedir?
Dil ve konuşma bozuklukları, kişinin konuşulanları anlama ve kendini ifade etme becerilerinden birinde ya da her ikisinde görülen sorunları ifade eder. Dil ve konuşma günlük hayatta sık karıştırılan iki farklı kavramdır. Dil ve konuşmayla ilgili bozukluklar da birbirinden farklıdır. Bir kişinin diğer kişileri anlamakta ve düşüncelerini anlaşılır, yapıca düzgün kurulmuş cümlelerle paylaşmakta zorluk yaşaması dil bozukluğuna işaret etmektedir. Bir kişinin sesleri net anlaşılır şekilde telaffuz edememesi, artikülasyonda sorun yaşaması, ses düzeyinde sıkıntısı olması veya kekemelik gibi konuşmasını akıcı olmayan bir hale getiren faktörler bulunması, konuşma bozukluğu ihtimalini akla getirmektedir.
Dil ve Konuşma Bozuklukları
Dil ve konuşma bozukluklarının yukarıda görüldüğü gibi çeşitli nedenleri olabilmektedir. Konuşmada rol alan yapılardaki bozukluklar, yarık damak, diş problemleri, nörolojik problemler, işitme kaybı gibi fiziksel sebeplerle beraber, serebral palsi, zihinsel yetersizlik, otizm spektrum bozuklukları, down sendromu gibi gelişimsel ve genetik bozukluklar da dil ve konuşma bozukluklarına yol açabilmektedir.
Dil ve Konuşma Terapisti Nasıl Yardımcı Olur?
Bir çocuk ilk kez dil ve konuşma terapisine yönlendirildiği zaman yaygın sorulardan biri, “Çocuğum dil ve konuşma terapisine ne kadar süre ihtiyaç duyacak?” oluyor. Bu zorlu sorunun cevabı, çocuğun dil ve konuşma terapisi için tam bir zaman çizelgesini belirlemenin bilimsel bir yolunun olmamasıdır. Bununla birlikte dil ve konuşma terapisinin, muhtemelen terapi konusunda daha fazla ilerlemeyi kolaylaştırabilecek birkaç bileşeni vardır.
Bu bileşenler bir çocuğun dil ve konuşma terapisine ne kadar süre ihtiyaç duyacağını belirlemeye yardımcı olacaktır:
Erken teşhis, müdahalede başarı için anahtar bir bileşendir. Konuşma ve dil bozuklukları, çocuğun mümkün olduğunca erken teşhis ve tedavi ile dil ve konuşma terapisine ne zaman yapılacağı daha iyi bir prognoz olduğu kabul edilmektedir. Gelişimsel kilometre taşları, dil ve konuşma müdahalesine ihtiyaç duyan çocukları belirlemede yardımcı olabilir.
Herhangi bir dil ve konuşma bozukluğu ile ortaya çıkabilecek bir şiddet spektrumu vardır. Genellikle daha şiddetli bir dil ve konuşma bozukluğu tedavisi daha yoğun olabilir ve daha uzun bir tedavi süresi gerektirebilir. Standart bir testte çocuğunuzun puanının yüzdelik derecesine bakmak, çocuğunuzun becerilerinin tipik populasyona göre nerede olduğunu belirlemede yardımcı olur.
Bir terapi planının ilerleme hızını etkileyebilecek çeşitli bileşenler vardır. Tutarlı ve sık tedavi almak çocuğun ilerlemesini olumlu yönde etkileyebilir. Çocuk bir beceri üzerinde çalışmaya ne kadar çok zaman harcarsa, o beceri o kadar hızlı gelişir. Ayrıca, çocuğunuzun terapisti tarafından verilen ev ödevlerini veya etkinliklerini tamamlamak, çocuğun hedeflenen becerilerinin diğer ortamlara taşınmasını kolaylaştıracaktır.
Son olarak, her çocuğun dil ve konuşma terapisine ihtiyaç duyduğu alanlar farklı olabilir. Bu nedenle, her çocuk için hazırlanan terapi yaklaşımı kendisine özgü olacaktır. Bir çocuğun aldığı teşhis sonuçta hangi becerilerin hedefleneceğini ve kaç hedef alan olacağını etkileyecektir. Eşzamanlı konular da çocuk için belirlenen terapötik yaklaşımları etkileyebilir, bu da terapi yoluyla hedeflenecek ek hedef alanlarına yol açabilir. Çoklu tanıların varlığı mutlaka yavaş ilerleme anlamına gelmez, ancak terapi sonlandırılmadan önce ulaşılması gereken daha fazla hedef olabileceği gerçeğiyle ilişkilendirilebilir.
Bu liste hiçbir şekilde dil ve konuşma terapisinde daha hızlı ilerlemeyi kolaylaştırabilecek bileşenlerin tümünü kapsamaz. Genel olarak, çocuğun, ailenin ve klinisyenin çocuğun dil ve konuşma ihtiyaçlarını hedef alan bir ekip olması önemlidir. Daha sonra bir ekip olarak, çeşitli ortamlarda ve iletişim durumlarında hedeflere olumlu bir şekilde ulaşılabilir.
Dil ve konuşma terapisi, alıcı dil, yani size konuşulan kelimeleri anlamanıza ve ifade edici dil, yani kendinizi ifade etmek için kullandığınız kelimelere odaklanır. Dil ve konuşma terapisi ayrıca artikülasyon, ses perdesi, akıcılık ve ses şiddeti gibi ses üretme mekaniğini de ele alır.
Çocuklar genellikle dil ve konuşma terapisine, gelişim aşamalarında bir gecikme yaşadıklarında ihtiyaç duyarlar.
Bazı çocuklar sadece dil konusunda yardıma ihtiyaç duyarken, bazıları ise konuşmanın üretimi açısından ihtiyaç duyarlar. Bazı çocukların ise konuşma, dil ve yutma gibi birden fazla yönden yardıma ihtiyaçları vardır.